çıldırıyorum 1
kırmızı kanla yazılmış bir yenilik istiyorum yeni bir dönemin başlangıcı
Kırmızı kanla yazılmış bir yenilik istiyorum yeni bir dönemin başlangıcı.
Yararak açamıyor karanlığı bir şahsı gördüm gözleri kırmızı. Bir beklenti bileniyor kimseyi dinlemeden ses! diyor sus! diyor ses! diyor... Tut, tut, tut o sessizliği hiçbir zaman silemeyeceğin kırmızı kanı. Bir nevi yağmur yağıyor her sabah yaşadığım heyelanlar neyin kanıtı! yazıp çizeceğim beş yıl kimse bana dokunamayacak gecem gündüzüm kağıt ve kalem olacak ve ses! diye bağıracağım ses! bendim bunları hiç bilmeyen ve kırmızı kırmızı akıp duran
sen var mısın? diye sordum bazen –neden dağılıyor parçaların sabahları pencere pervazında duran sorular yok mu; en az ne kadar sorabiliyoruz sorularımız noktalı virgülün arasından camın içine, dışarıya, havaya kaçmasın diye? beni ne kadar seviyordu sorular parkede bir çizik izi bıraktım diye. kırmazdı kovaları, başımdan aşağı kaynar su, "Çıldırıyorum 1" yazıyor göğsümde, ikinin geleceği belli olsun diye, –ikinin geleceği belli olsun diye –ikinin gelmeyeceği belli olsun diye; hep yalnız, hep iklimsel, hep soran, hep eriyen, hep kaynar, hep yarım, hep parke, hep pervaz olduğumuz pencere kenarına yazılsın,
evrenin vicdanından bizi yıkayan bir serinlik aksın
kimse bilmesin,
sana sormadığım,
bir eskimenin uçurum kenarında yer aldığını, kök saldığını, hep sormadığını, hep sormadığını
Bir sayfa yetiyor herkese ama ben ikinciyi açtım. Neden bilmiyorum bugün biraz aç, bulanık ve kansızım. Kelimelerin tükendiği noktadayım kimse bilmiyor. "Beylik sözler etme Alkım," diye düşerken rüzgâr fısıldıyor.